DOSTLUK
DOSTLUK
İskoçya'da yoksul mu yoksul bir çift
yaşardı. Fleming'di
adı. Günlerden bir
gün tarlada çalışırken bir çığlık
duydu. Hemen sesin geldiği yere koştu. Bir
de baktı ki beline kadar bataklığa batmış bir çocuk,
kurtulmak için çırpınıp
duruyor. Çocukcağız bir yandan da avazı çıktığı kadar
bağırıyordu. Çiftçi
çocuğu bataklıktan çıkardı ve acili bir ölümden
kurtardı. Ertesi gün
Fleming'in evinin önüne gelen gösterişli arabadan şık
giyimli bir aristokrat
indi. Çiftçinin kurtardığı çocuğun
babası olarak tanıttı kendini. ‘‘Oğlumu
kurtardınız, size bunun karşılığını vermek
istiyorum’’ dedi. yoksul ve
onurlu
Fleming ‘‘Kabul edemem!’’ diyerek ödülü geri çevirdi.
Tam bu sırada kapıdan
çiftçinin küçük oğlu göründü. ‘‘Bu
senin oğlun mu?’’ diye sordu aristokrat.
Çiftçi gururla ‘‘Evet!’’ dedi. Aristokrat
devam etti: ‘‘Gel seninle bir
anlaşma yapalım. Oğlunu bana ver iyi bir eğitim almasını sağlayayım.
Eğer
karakteri babasına benziyorsa ilerde gurur duyacağın bir kişi
olur.
‘‘ Bu konuşmalar sonunda Fleming'in oğlu aristokratın
desteğinde eğitim
gördü.
Aradan yıllar geçti. Çiftçi Fleming'in oğlu
Londra'daki St. Mari's Hospital
Tip Fakültesi'nden mezun oldu ve tüm dünyaya adini penisilini
bulan Sir
Alexander Fleming olarak duyurdu. Bir süre sonra aristokratin oğlu
zatürreye
yakalandı. Onu ne mi kurtardı?
Penisilin!
Aristokratin adi: Lord Randolp Churchill.
Oglunun adi: Sir Winston Churchill.
Kurtaran doktor: Çiftçinin oglu Sir Alexander Fleming.
Paraya gereksiniminiz yokmuş gibi çalışın.
Hiç acı çekmemiş gibi sevin.
Hiçbir şey beklemeden verin.
Karşılığı nasıl olsa gelecektir.